ZİYARETÇİ SAYISI
IP Adresiniz: 54.92.135.47
Online Ziyaretçi: 20
Bugün Toplam: 2498
Dün Toplam: 6792
Genel Toplam: 29161342
HABER ARAMA
 
 
ÖNEMLİ LİNKLER
HAVA TAHMİNİ

Şehir Seçiniz

TALİMATLARIN BİR ANAYASASI OLMALI

Tarih:

23 Ekim 2014 Perşembe 23:53

Okunma:

5275

Yorum:

0     Yorum Yaz

TALİMATLARIN BİR ANAYASASI OLMALI

TALİMATLARIN BİR ANAYASASI OLMALI
 
 
 
Talimatlar konusuna çok kafa yoruyorum. Camiadan çok insan
doğru dürüst okumuyor bile… Okuyanlar da Helal olsun
Ercan Durna gene güzel bir konuya parmak basmış deyip
geçiyorlar. Seslerini çıkartamıyorlar. Çıkarırsam kellem gider
gibi bir düşünceye kapılıyorlar.   Hep söylüyorum, yazıyorum,
bilgilendiriyorum ama kendim yazıyorum, kendim okuyorum.
Hiç kimse canı yanmadan konuşmuyor. Sadece sağda solda
dedikodu mahiyetinde konuşmalar. Buraya çok kafa yorun.
İnip çıkmalar buna göre yapılıyor. Bunu yapanların her aldıkları
ince detayların ne olduğunu biliyorum. Talimatların hangi maddesi
kime göre alındığını da biliyorum. MHK Başkanı Zekeriya Alp, çok iyi
bir insan. Yöneticilerin hakemlik geçmişini bilmiyor. Kafalardaki
cinlikleri bir bilse var ya inanın bu talimatların yarısı değişir.
 Hep söylüyorum. Dilimde tüy bitti ama söylemeye de devam
edeceğim. Talimatları bir anayasa haline getirelim.
Burası yaz- boz tahtası olmasın. Çok iyi bir ekip kurulmalı.
Bir hakemliğin değişmeyecek anayasası hazırlanmalı. Ama
o zaman talimatçılar ne yapacak? Bu görev bizden giderse
biz de gideriz mi diyorlar acaba? Bırakın bazıları kendilerini
düşünürken biz camiayı düşünelim..Bizim bireylerle işimiz yok.
Aklınıza şu soru gelebilir.. Ercan Durna’ya birileri mi bu
yazıları yazıp veriyor?  diye. Vallahi de yok billahi de yok.
Ben araştırmacı biriyim. Bu camiayı en iyi tanıyanlardan biriyim.
Olup bitenler anında bana ulaşıyor. Ben başlıyorum araştırmaya.
Bana bilgi vereni de araştırıyorum. Bir haberi yazmadan önce o ilde
en az 5-6 kişiyle görüşüyorum. Bazen beni yanıltmaya çalışanlar
oluyor ama gereken cevabı da alıyor. Kesinlikle araştırmadan da
yazmıyorum. Şimdiye kadar hiç asparagas haberimiz olmadı.
Hepsi belgeli ve doğru haberlerdi. Bu anlayışımız aynen devam edecek.
Talimatlara genel bakış
Üst klasman gözlemcisi
a) FIFA hakemliği yapmış olmak veya,
 b) En üst profesyonel ligde en az 10 resmi müsabakada
hakem olarak görev yapmış olmak veya,
 c)En üst profesyonel ligin bir altındaki ligde en az
30 resmi müsabakada  hakem olarak görev yapmış olmak veya,
ç)En az 5 yıl FIFA YH olarak ve en üst profesyonel ligde 100
resmi müsabakada Yardımcı Hakem olarak görev yapmış
olmak veya,
d)En üst profesyonel ligde 200 resmi müsabakada Yardımcı
Hakem olarak görev yapmış olmak veya,
e)En az 10 yıl profesyonel liglerde klasman hakemliği ve
60 resmi müsabakada UG olarak görev yapmış olmak.
 
 
SÜPER LİG GÖZLEMCİSİ (SLG)
a)En az 1 yıl MHK Başkanlığı veya en az 3 yıl MHK Üyeliği
yapmış olmak veya,
 b)FIFA Hakemliği yapmış olmak veya,
c)FIFA Yardımcı Hakemliği ve en az 100 Uluslar arası
müsabakada görev yapmış olmak veya,
 ç)En üst profesyonel ligde en az 50 resmi müsabakada
hakem olarak görev yapmış olmak veya,
d)En az 3 sezon en üst profesyonel ligde hakem olarak
görev yapmak koşulu ile; ÜKG olarak ( mazeret süresi hariç )
2 sezon görev yapmış ve en az 30 müsabakada görev
yapmış olmak.
 
YARDIMCI HAKEMLER ÜVEY EVLAT!
 
Bu ülke de hakem – yardımcı hakem ayrımı yapılıyor..!
Hakemler hükümdar, yardımcılar, Yeniçeri ağası konumunda.
Eşitlik ilkesinin yanına bile yaklaşılmıyor.
Üst Klasman Gözlemciliği talimatlarına bir bakar mısınız?  A şıkkı
FİFA hakemliği yapmış olmak diyor. İyi güzel de FİFA hakemi
oldunuz 2-3 tane Avrupa’nın takviminde yer alan pek de önem
taşımayan alt kategori de maça çıkmanız yeterli olacak.
Diğer tarafta FİFA Yardımcı hakemliği yapacaksınız ve en az
100 maça çıkacaksınız.
Pes be kardeşim bu kadar ayrımcılık mı yapılır? Neden FİFA
olunduğunda mesela en az 5 sene kalmak yazmadınız?
Neden 1 sene MHK başkanlığı yapmak yazdınız? Federasyon
başkanı istifa etti, MHK başkanı da gitti. 9 ay başkanlık
yapmak ile 12 ay arasında ne fark var?
 
Zamanında kimin ne şekilde FİFA olduğunu herkes biliyor.
Bazı FİFA hakemlerinin hiç derbi maçına çıkamadığını,
çok derbi yöneten hakemlerin de FİFA olamadığını hakem
camiası çok iyi biliyor. Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek yok.
 
 Şimdi MHK’da görev yapan arkadaşların bir konumlarına bakalım.
MHK üyelerinin klasmanlarını bir hatırlayalım..
Ünsal Çimen FİFA- Turgay Güdü ve Sadettin Güler FİFA yardımcı
hakemi oldular.,
Yüksel Okçuoğlu, Hamza Işın, Zihni Aksoy, Seyfi Gözaydın
FİFA olamadılar. Okçuoğlu, bekledi bekledi son senelerinde
liste açıklandığında listede adını göremeyince hakemliği bırakmıştı.
O günleri yaşadı, üzüldü peki nasıl böyle bir talimata okey
verdi anlamak mümkün değil.
 
İçlerinde en iyi maçlara ise Turgay Güdü gitti. Turgay Güdü’nün
çıktığı maçlar Ünsal Çimen’i en az 10’a katlar. Katlarsa ne yazacak ki
en az maça giden Çimen Süper Lig gözlemcisi ve mentörü olurken
diğerleri ise daha alt ligleri zorlayacaklar.
 
Gerçi MHK üyesi oldukları için bu kefeye girmiyorlar ama
Ulusal gözlemci olarak görev yapan bir sürü FİFA yardımcı
hakemi var. Talimatları yaparken kendilerine yontuyorlar
dediğim nokta işte burası.
 
TFF arşiv konusunda oldukça zayıf gözüküyor. Geçmişten
günümüze Avrupa maçlarının bir arşivi bilgisayar ortamında yok.
Kara kaplı defterler ise tarihe karıştı. TFF genel kurulunda oy
kullanacak hakemler için bir kriter ve uluslar arası maçlarda en üst
seviye tercih edilirken, iddialara göre; bir Eski FİFA hakeminin
kriterlere göre diğerleri gibi maçlara çıkamadığı ve genel kurul
delegesi olduğu yönünde. Bu doğru mudur? Doğru ise neden ses
çıkartılamıyor?
 Avrupa’da kimin kaç maça gittiğini TFF sitesine girelim ve görelim.
Çok mu şey istiyoruz acaba?
 
 
Ulusal Mentör (UM)
a)Faal FIFA unvanlı hakem olmak veya,
b) En az 5 yıl ÜKH veya SLH olarak görev yapmış olmak veya,
 c) En az toplam 1 yıl MHK üyeliği yapmış olmak veya,
ç) Bölge Eğitim Sorumlusu olarak en az dört yıl görev yapmış olmak,
 d)UM Aday Kursu‟nda başarılı olmak.
Ulusal mentör
Üst Klasman Mentör (ÜKM)
a)Eski FIFA unvanlı hakem olmak ve en az 10 sezon SLH olarak görev yapmış olmak,
veya
b)En az 3 yıl MHK Başkanlığı veya en az 3 yıl MHK üyeliği yapmış olmak,
c)ÜKM Aday Kursu‟nda başarılı olmak.
 
EĞİTİMCİLER ÖZ EVLAT!
 
Yukarıda da görüldüğü gibi her yol MHK üyesi olmaktan geçiyor. Neden hakemliği bırakan her hakemin gönlünde yatan yerin MHK olduğunu anlayın artık. Tamam  MHK’da görev yapanlar hatırı sayılır maaş alıyorlar. Başkan Zekeriya Alp, zengin bir işadamı ve buradan maaş almıyor. Fakat diğer arkadaşların çok güzel maaşları var. Bu maaşları bırakın Türkiye’yi dünyanın öbür ucuna da gitseler bile almaları mümkün değil…! Alsınlar, helal olsun. Bizim gözümüz maaşlarında değil. Ancak UEFA’dan her hangi bir sıfat geldiğinde (Eğitimci- mentör- koç) vs. ilk önce kimlere veriliyor? Ben ve adamlarım mantığı işliyor mu?  Yok böyle bir şey derlerse inanmam çünkü beni de Ankara’ya ulusal mentör kursuna davet etmişlerdi. İstanbul’dan Serdar Çakır, Yalçın Darıcı, Salih Yazıcı ve Ercan Durna katıldı ve kursu tamamlayarak ulusal mentör olmuştuk. Bana sen Hakemin Sesi’ni bırak gel görev yap dediler. Ben de bırakın ulusal mentörlüğü FİFA hakem koçu yapın ben gene de Hakemin Sesi’ni bırakmam dedim. Daha sonra talimatları değiştirdiler ve Üst klasman Yardımcı hakemleri bölgesel mentör olacakmış. Her şeyi kendilerine göre yontuyorlar ya? Bakın şimdi ulusal mentöre bölge eğitim sorumlularını da eklediler.
Bu arkadaşların çoğu ulusal gözlemci. Çıktıkları maçlara bakın hep 2. Lig ve zor maçlar.  Gelin koruma altına alınan şu eğitimcileri bir mercek altına alalım. Bakalım zamanın da nasıl ve hangi kategori de hakemlik yapmışlar ve hakemlik kariyerleri nasılmış?
Sakın yanlış anlaşılmasın bizim bu arkadaşların kesinlikle kişilik haklarına saygısızlık yapmıyoruz ve onları rencide etmek gibi de bir düşüncemiz de yok. Onları gördüğüm ilk yerde de yanaklarından öperim. Herkes işini yapıyor biz de işimizi yapıyoruz. Yalnız bu ülkede talimatlar konusunda yanlışlar yapıldığının altını çizmek istiyoruz. Bu ülkede ben yaptım oldu mantığını artık bir tarafa bırakmamız gerekiyor. Eller aya giderken biz yaya kalmayalım.
MHK, neden eğitimcileri sınava almıyor? Bir yerde sirkülasyon olmazsa orada başarı yakalayamazsınız? İl hakem kurulları başkanları oturmuş koltuğa neredeyse emeklilik yaşı ile orantılı, eğitimciler, hakemler, gözlemciler her kategori de her sene sirkülasyon olmalı. Bir eğitimci listesi yapılmış. Onların dokunulmazlıkları var. En güzel maçlara git, en üst liglerde görev yap. Eee ne olacak şimdi? Çoğu üst ligleri görememişler, havasını koklayamamışlar. Bazı kişiler yardımcı hakemlikte yıllarını vermiş, derbilere çıkmış, FİFA olmuş ama bir ulusal mentör bile olamazken hayatında üst klasmanları rüyasında bile göremeyen eğitimciler ulusal mentör olabiliyorlar.
 Sorduğumuzda çok efendi insanlar deniyor. Çok sınavlar yapılmaya başlandı. En son bilgisayar sınavıydı. Gelin bir de camiaya efendilik sınavı yapın. Bakalım en efendi kim?
 
 
Ulusal Eğitimciler:


 
Murat Ilgaz: UEFA Gözlemcisi- Üst Klasman Gözlemcisi - Ulusal Eğitimci- Bölgesel Eğitimci
Fahir Ersoy: Bölgesel hakem Kurulu üyesi- Ulusal Gözlemci- Ulusal Eğitimci
Sabahattin Şahin: Üst Klasman Gözlemcisi- Ulusal eğitimci- Eski Üst klasman hakemi
Muammer Tokat: Ulusal Gözlemci- Ulusal Eğitimci- Bölgesel Eğitimci, hakem olarak 3 ve 2. Liglerde görev yapmıştır.
Nurettin Karakoç: Genellikle 3 ve 2. Liglerde görev yapmıştır. 1 kere Fenerbahçe maçında 4. Hakem olarak görev almıştır.
Mehmet Doğan: Ulusal gözlemci- Genellikle 3 ve 2. Liglerde görev yapmıştır.

Bölgesel eğitimciler:


1.
 Bölge Ahmet Erdoğan: Eski Üst klasman hakemi-Ulusal gözlemci.


2. Bölge- Nurettin Karakoç: Genellikle 3 ve 2. Liglerde görev yapmıştır. 1 kere Fenerbahçe maçında 4. Hakem olarak görev almıştır.


3. 
Bölge-Murat Ilgaz: Üst Klasman Gözlemcisi - Ulusal Eğitimci- Bölgesel Eğitimci.


4. Bölge- Münir Takpak: Eski FİFA Yardımcı hakemi-Ulusal gözlemci.


5. Bölge- Ali Cumhur Doğan: 1 yıl C klasmanında 3 yıl da BAL liginde görev yaptı. Ulusal gözlemci.



6. Bölge-Şeref Küskün: Eski Üst klasman yardımcı hakemi- Ulusal gözlemci.


7.Bölge :Kadir Tozlu: Eski Süper Lig hakemi- BHK üyesi-Üst klasman gözlemcisi.


8. Bölge: Zafer Demir: Eski Süper Lig hakemi- BHK üyesi-Üst klasman gözlemcisi.


9. Bölge : Doğan Şen- 3. ve 2.liglerde hakem olarak görev yaptı. Üst klasman gözlemcisi.

10. Bölge Muammer Tokat: Ulusal Gözlemci- Ulusal Eğitimci- Bölgesel Eğitimci, hakem olarak 3 ve 2. Liglerde görev yapmıştır.


11.Bölge Kerim Akdülger: Eski üst klasman yardımcı hakemi-BHK üyesi- Ulusal Gözlemci- İHK başkanı.

12.Bölge Mehmet Altuntaş: 3. Ligde orta hakem 2. Lig de yardımcı hakem olarak görev yaptı. Ulusal gözlemci.


13. 
Bölge Seyfettin Candemir :  3 ve 2. Liglerde hakemlik yaptı. 7 tane de Süper lig de yardımcı hakem olarak görev aldı. Ulusal gözlemci. İHK başkanı.


14.Yalçın Kılıçer: C yan klasmanda 3 sene hakemlik yaptı. Ulusal gözlemci..
 
Geçen sene eğitimcilere ders verildi. Bir Alman eğitimci geldi ve eğitimci nasıl olmalı diye ders verdi fakat sınav yapılmadı.
MHK, eğitimcilere tek tek ders verdirdi, bazılarını saf dışı bıraktı ama bu yüzeysel oldu. MHK’nın çok beğendiği eğitimcileri bazı illerin hakemleri yetersiz buluyor ama ne yazık ki görevleri devam ediyor.
MHK illa bazı kişileri prens yapmak istiyorsa biz onlara adres gösterelim. İHK’lar ve dernek yönetimleridir. Çünkü elini taşın altına koyan bu birimlerdir. Her türlü cefayı bunlar çekerken sadece bazı kesimler sefa sürmektedirler.  
Bu ülkede hakem camiasında bir yanlış anlama sözkonusu.  Mesela biz zannediyoruz ki; FİFA, Üst klasman hakemi, FİFA yardımcı ve Üst klasman yardımcı hakemlerinden çok iyi MHK üyesi olur, çok iyi gözlemci olur, çok iyi eğitimci olur veya çok iyi mentör olur. Aslında bu özellikler kişiye özeldir. Kişinin varolan özellikleri ve kalitesi ve entelektüel birikimi, eğitimi, dünyaya bakış açısı durumunu belirlemektedir.
Hakemlik seyrinde ne yapmış olursa olsun iyi hakem olmak iyi yönetici olur anlamına gelmiyor.
Biz yaptık oldu derseniz biz de sizlere; Geçin bunları kardeşim geçin..  derken aklıma birden Orhan Veli’nin şiiri geldi.
Dedikodu / Orhan Veli Kanık

Kim söylemiş beni
Süheylâ'ya vurulmuşum diye?
Kim görmüş, ama kim,
Eleni'yi öptüğümü,
Yüksek kaldırımda, güpegündüz?
Melâhat'i almışım da sonra
Alemdara gitmişim, öyle mi?
Onu sonra anlatırım fakat
Kimin bacağını sıkmışım tramvayda?
Güya bir de Galata’ya dadanmışız;
Kafaları çekip çekip
Orada alıyormuşuz soluğu;
Geç bunları, anam babam, geç;
Geç bunları bir kalem;
Bilirim ben yaptığımı.

Ya o, Muallâ'yı sandala atıp,
Ruhumda hicranın'ı söyletme hikâyesi?
 
 
 
    

Etiketler:

YORUMLAR

Bu habere henüz yorum yapılmamış

YORUM YAP

Ad Soyad:
E-Posta:
Yorum:
REKLAMLAR www.tokataktuel.com
REKLAMLAR FACEBOOK SAYFAMIZ