Bu sene belki de tarihinin en çok hakem hatası olduğu bir ilk yarı seyrettik. Hakemlerimizin çoğu hata yaptı. Hem de neticeye tesir eden cinsten. Peki, neden hakemlerimiz hata yapıyorlar? Malzemeyse çantalar dolusu veriliyor. Paraysa cukkayla. 9 arkadaşımız da profesyonel oldular. Artık işleri sadece hakemlik..! MHK ve TFF her türlü desteği veriyor.
Sabırlar taşmaya başladı. Hakemlerimiz böyle hataları yapmaya devam ederse onlara desteği verenler teker teker kaybolmaya başlayacaklar.
Hep konuşulur ve yazılır “ Bu hakemlerle lig bitmez”diye. O lig bu hakemlerle hep biter.
Bir futbol takımını düşünün takım üç maç kaybetti mi yönetim hemen suçluyu bulur ve teknik direktörü gönderir. Bilinir ki futbolcuların tamamı gönderilemez.
Hakemlerimiz de biliyorlar ki kendilerine ihtiyaç var. Hata yapsalar da nasıl olsa maçlarını alacaklar..!
Hatanın altında yazılacak çok şey var. Ne kadar yazılsa da çizilse de acı gerçekler değişmiyor. Her gelen komite ben bunu kökten değiştireceğim diyor ancak sistem onları da eritiyor. Bir hışımla geliyorlar ve en fazla bir ay sonra kendileri sisteme entegre oluyorlar. Şimdilerde hakemlerimizin ‘çaldıkları’ düdükler sorgulanıyor!..
Hakem hata yapar mı? Yapar mı yapar. Dünyanın en iyi hakemleri dahi bariz hatalar yapıyorlar.
Hakemlerimiz verdikleri kararlarla, spor yorumcusundan-sokaktaki vatandaşa kadar herkes ‘futbolun’ konuşulması-bilinmesi gerekenlerin dışında her işleri konuşuyor.
Peki, hiç mi umut ışığı yok? Var tabii. İşte o radikal dediğimiz, sonuç veren icraat; ‘Sorumluların elini taşın altına koyması.”
Yok, babaya bu düzen böyle gelmiş böyle gider.
Neden köşe başları tutulmuş da ondan. Ahbap – çavuş ilişkisi var. Saltanat var, babadan oğla kalan.
Hakem de insandır. Hem de koşan insan. Koşan kişinin beyni sallantı halindedir. Gözlerini kırpma şansı oturan insandan daha fazladır. Yani saliselerin onda biri zaman diliminde karar vermeleri gerekiyor.
Hakemlerimiz verdikleri kararlarda hata yapabilirler? Bu yapılan hatanın büyük takım, küçük takım ayrımı varsa işte orada durup düşüneceksiniz.
Hal böyle iken biz kalkıp, neyi niçin tartışıyoruz! Tabii bunu söylemek çok kolay olduğu gibi sahada uygulamak o derece de zor diyebilirsiniz..
Eğer çalan düdükler hep Anadolu takımlarının aleyhine olursa spor kamuoyu hakemlerimize “Eyyamcı” damgasını vuruyorlar.
Kulüplerimizin yöneticileri o zaman şu cümleleri sarf ediyorlar” Hani hakemlerimiz profesyonel olmuştu.
‘Amatör zihniyetli elemanlarla profesyonel iş yapamazsınız.’ Hadi şimdi kime ne diyeceksiniz?
Ercan Durna sen Hakemin Sesi’sin sen de mi hakemlere vurmaya başladın gibi düşünceler aklınızdan geçebilir.
Biz her zaman hakemlerimizin yanındayız. Bunu cümle alem biliyor. Herkesin vurduğu anlar da biz hep savunucuları olduk. Ancak ortada görünen bir olay var. Hakemlerimiz çok hata yapmaya başladılar. Bunu masaya yatırmamız lazım. Biz duygularımızla haber yapmıyoruz. Bütün bunlar gerçekten de çok samimi duygularımız. Ama bazen rastlantı eseri de olsa (!) üst üste gelen bir takım gelişmeler, çok saygı duyduğumuz ve içinden geldiğimiz hakemlik müessesesi hakkında kafamızı karıştırmıyor değil.
Türkiye’de futbol konusundaki eleştirilerinin merkezinde futbolculardan kat be kat fazla bir şekilde hakemlerimiz var. Bu, “bir işi bilen yapar, az bilen akıl verir, bilmeyen eleştirir” sözüne karşılık gelen durumun en önemli nedeni hakem eleştirisinin kolaylığı.
Türkiye’de hakemlik yapmak niye bu kadar zor? Avrupa’da hakemliğimizi zirveye çıkaran Cüneyt Çakır ülkemizde neden bu kadar hata yapar onu araştırmak lazım. Konu burada sadece Cüneyt Çakır değil. Nereye neşter vurulmalı?
Bir kulüp başkanı bir hakemimizi arıyor ve diyor ki; bu maçı iyi yönet. Hakemlerimiz şu sözü kendilerine söyleyebiliyorlar mı? Bırak hakemliği biz yapalım sen kulübünü iyi yönet”
Hakemlerimize destekler çığ gibi. Antrenman programlarını akademik kariyeri olan kişilerden haftalık idman programları geliyor. Akademik olarak psikolojik olarak destek alıyorlar. Ancak sahada gördüklerini çalamıyorlar.
Sahanın her yerinde eşit düdükler çalınmıyor.
Sorunlardan bir tanesi de gözlemcilerimiz ya gerektiği gibi rapor veremiyorlar yada verdikleri raporlar dikkate alınmıyor. Daha yeni hakemliği bırakan kişiler gözlemci oluyorlar. Çok samimi oldukları hakemlere gözlemci gittiklerinde yapılan hatalar ne yazık ki nota yansımadığı iddia ediliyor. Bir de hakemliği silik olup da orada gözlemci olanlar FİFA hakemlerini izlemeye gittiklerinde, hakemler karşısında ezik davranıyorlar ve bu da nota yansıdığı belirtiliyor.
Hakem insandır. Muhakkak hata yapacaktır. "MHK’nın görevi hakem arkadaşlarımızın yaptığı hataları minimuma indirmek ve sahaya çıkan takımların oynadıkları müsabakada kuralların adaletli şekilde uygulanmasını sağlamaktır.Anlayacağınız takımlarımız sahada eyyamdan uzak gördüğünü çalan hakemler görmek istemektedirler.
Bunu istemek de onların en doğal hakları.
|