Sen nerden bileceksin bir hakemin neler yaşadığını. Hayalleriyle başlayan sürecin yeşil sahalarda düdük ve bayrağa dönüşeceğini.
Yağmur, çamur. Kar, kış demeden koş babam koş.
Verdiğin kararları kimselere beğendiremeden.
Zaten kimseye beğendirilecek diye bir kaide de yok. Çünkü hakem, ne İsa’ya nede Musa’ya yaranmak için sahaya çıkmaz. Onun görevi her iki takımada eşit şekilde düdük çalmaktır. Eyyam yapmadan, büyük takım, küçük takım ayrımı yapmadan, saha da gördüğünü çalmaktır. Bunu yapanlar zaten büyük hakem oluyorlar.
Sen nerden bileceksin gözlerinden akamayan iki damla yaşı boğazına düğümlenen sözleri.
Şimdi bu da nerden çıktı diyeceksiniz?
Nasıl demeyim..! Ülkenin topraklarını karış karış eden, hangi hakemin ne mezunu, boyunu, posunu, illerindeki konumlarını bilen birisi olarak nasıl demeyim..!
Bu ülkede hakem olmak öyle her babayiğidin harcı değil. Hakem olacak kişi bir kere kendini rekabet ortamına hazırlaması lazım. Çok üzüleceği ve sevineceği zamanlar olacak. İradesi çelik gibi olmalı. Zaman zaman haksızlıklara uğrayacak. En sevdiği arkadaşı biranda rakibi haline gelecek. Darbeler yiyecek, bunun karşısında asla yılmayacak.
Sen nerden bileceksin küserek hakemliği bırakmanın onlarda yaşattığı acıları, hayal
kırıklıklarını.
Hakemlik bir meslek değildir. Dünya da profesyonelliğe doğru yol alsa da ülkemizin içinde bulunduğu durum ancak yarı profesyonelliği kaldırabilecek kapasitededir.
Hakemlerimiz başarılı olmak istiyorlarsa; şu üçgeni çok iyi uygulamalılar..
1- Öncelikle ailenin mutlaka rızasını ve desteğini almalılar.
2- İşyeri desteği de hakemlerin aşama yapmasında önemli bir etken..
3- Çevrenizde antipati toplamadan nasıl sevecen olurum ve çevremin desteğini görürüm diyerek hayata olan bakış açısını düzene koyan hakemin başarılı olması için hiçbir neden kalmayacaktır.
Sen bilmezsin arkadaş, hem de hiçbir şeyi bilmezsin ben sana hakemliği hakemlerin çok sevdiğini bile söyleyemedim.
Aç kulağını beni iyi dinle.. Hakemlik bir tutkudur. Bir geminin limana sığınması gibi. Yaralara merhem sürülmesi gibi. Açıkçası bir sevda masalı gibi.
Hakemlik, çelik zırhlı bir iradenin sahaya yansımasıdır. Hakemlerimiz sahada yönettikleri maçlar, kaldırdıkları bayrak ve çaldıkları düdük ile camianın saygınlığının arttırılmasında önemli rol oynarlar. Gönül istiyor ki; Her hakemimiz Anayasa Mahkemesi Başkanı gibi saygınlık görsün.. Hiçbir hakemimiz gördüğü haksızlıklar yüzünden geceleri gizli gizli sessizce gözyaşları dökmesin.
Her hakem benim gönlümde birer yıldızdır. Onlar sporculara yol gösteriyorlar.
Herkesin hayali birer FİFA hakemi olmak ama rahmetli Cem Karaca'nın şarkısında dediği gibi
''Umut fakirin ekmeği umar ha umar umar
|